OĞUZ KAĞAN “Mao-tun” (Mete) M.Ö 209-174 ; HZ ZÜLKARNEYN Mİ?
Bu yazımızı okuyan bazılarının; "Türk'ün Peygamberi de nereden çıktı" dediklerini duyar gibiyim. Eleştiriler olacaktır elbet.
Her kavme bir Peygamber gönderildiğine göre Türk Kavmine (milletine) gönderilen Peygamberi neden bilemiyoruz? Birer Türk olarak bunu bilmek bizim hakkımız değil midir? Kesinlikle ırkçılık yapmıyorum. Irkçılıktan, Allaha sığınırım.
Büyük Hun devleti zamanında milattan önce 209-174 tarihleri arasında yaşamış olan Oğuz Kağan(Mete, Ma-otun- Tanrı-kut Bagatır) HZ ZÜLKARNEYN Mİ ? Amacım bunun hakkında bilgi vermek. İnanmıyorsanız, yazımı okuduktan sonra lütfen araştırınız.
Kelime anlamı olarak Zülkarneyn “çift boynuzlu-çift zamanlı” anlamına gelmektedir.Burada “Zül” bir iyelik ekidir. “Sahibi” anlamını vermektedir. Karn, boynuz; Karneyn ise, çift boynuz demektir. Buna göre Zülkarneyn, “Çift boynuz sahibi” anlamına gelir. Tarihi ve coğrafi olarak ise incelendiğinde doğu ve batıyı yöneten (Yönelen) anlamına gelir. Zülkarneyn'in kim oluğu ve neden kendisine bu lakabın takıldığı konusu, eskiden beri tartışmalı bir husus olarak devam etmiştir. Kendisine Zülkarneyn denilmesi, alimler tarafından, başının iki yanında iki boynuza benzer çıkıntıların bulunması, dünyanın şark ve garbını dolaşması,… gibi sebepler söylenir.
Zülkarneyn'in kim olduğu hususu da, çok farklı şekillerde yorumlanmıştır. Bilindiği gibi Zülkarneyn kelimesi onun esas adı değil, lakabıdır. Onun esas adı hakkında değişik görüşler ileri sürülmüştür. Birçok kişi, onun Büyük İskender (M.Ö 356-323) olduğunu iddia etmiştir. Fakat Kur'ân'da söz konusu olan Zülkarneyn ile Büyük İskender'in vasıfları birbirini tutmamaktadır.
Kur'an-ı Kerim'in El Kehf Süresi'nde 85. Ayetten, 92. Ayete kadar Zulkarneyn'nin Kıssa'sı anlatılır: "O da (batıya ulaşmak için) bir yol tuttu.- Nihayet Güneş'in battığı yere(Okyanus kıyısına) vardığı zaman, Güneş'i (sanki) siyah bir çamura batıyor buldu.- Sonra Zulkarneyn(doğuya doğru) bir yol tuttu.- Nihayet Güneş'in doğduğu yere (uzak doğuya) vardığı zaman Güneş'i öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onlara, Güneş'ten kendilerini koruyacak bir siper yapmamıştık.- Sonra da(güneyden kuzeye doğru üçüncü) bir yol tuttu." Diye buyrulmaktadır.
Kur'an-ı Kerim'de, Zulkarneyn'nin Doğuya, Batıya ve Güneyden Kuzeye üç ayrı sefer yaptığı belirtilmektedir. Oğuz Han'ın 126 yıl süren Hanlığı sırasında, Turan ve Hindistan'a, Irak, İran, Şam ve Mısır'a kadar yürüdüğü, oralara Vali tayin edip, yurduna döndüğü anlaşılmaktadır.
Bilge Kağan Kitabelerinde şöyle diyor; "Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına (kutuplarda altı ay gece, altı ay gündüz olur) kadar ülkelerde yaşayan bütün milletler hep bana bağlıdır. Bunca milleti düzene soktum. Artık karışıklık yok. Türk Kağanı Ötüken'de oldukça, ülkede düzen bozulmaz."
Bu ayetler çok açıktır. İnsan olan iki kavimden bahsedilmektedir. O bölgede bozgunculuk yapmaktadırlar. İnsanları birbirlerine kışkırtarak savaş çıkartmaktadırlar. Zülkarneyn peygamber tek ulaşım yeri olan o kavmin önüne set yapmıştır.
Kuran-ı kerim’de anlatılan Hz Zülkarneyn’in özelliklerini incelediğimizde en göze çarpan özellikleri;büyük bir orduya sahip olması, kendisinin büyük bir komutan olması, ordusuyla tüm dünyayı gezmesi ve Allah’ın emri ile gittiği her yere iyilik, adalet ayrıca Allah bilgisi ve töre götürmesidir.
Bu durum açık olarak zikredilmese de Oğuz Kağan’ ın (Bilge Kağan) bazı kavimlere, sahife gönderilen peygamberlerden olduğu iddiasını güçlendiriyor. bahsedilen Hz Zülkarneyn’in aynı kişiler olması ihtimali çok yüksektir.
Konu, elbet Kehf suresinde ki ayetlerle ve Orhun abidelerindeki yazılanların benzerliği ile sınırlı değil, bunlara paralel günümüzde farklı araştırmalar da bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen Zülkarneyn’in Oğuz Han olduğuna dair iddialar vardır. Hz. Âdem’den günümüze kadar Allah’ın dini uğrunda mücadele eden peygamberlerden başka birçok veli ve salih kulların olduğu bilinmektedir. Bir Tanrı yolunda uzun yıllar süren din savaşları yaptığı bilinen Oğuz Han da peygamber olmasa dahi Allah’ın bu sâlih ve veli kullarından birisidir.
Miladi 1684 yılında vefat eden Vâni Mehmed Efendi “Arais’ül Kur’an” isimli Arapça tefsirinin 250. yaprağında:
"Türkler Kur’an’da bahsi geçen Zülkarneyn’den maksat, Oğuz Han olduğunu söylerler ki bu hususta tereddüdü mucip olacak hiçbir nokta yoktur” demektedir.( İ.Hami Danişmend, Türk Irkı Niçin Müslüman Oldu, sayfa:174,178)
Ebu’lgazi Banadır Han’ın “Şecere-i Terâkime” adlı eserinin 30. Sayfasından itibaren Oğuz Han’ın Hindistan, İran, Şam, Mısır vb. seferleri anlatılır. (geniş bilgi için “Türklerin Soy Kütüğü”, M. Ergin yayınına bak)
Türk milletinin Müslüman oluşu hakkında son derece ciddî bilgiler içeren bu tarihî tespitlerden yola çıkarak, -onlara “destansı hikâyeler” (!) gözüyle bakma hatâsına düşmeden-, Türk târihinin bu bilinmeyen dönemini yeniden gözden geçirmek gerektiği ortadadır.
Araştırmanız dileğiyle. Allaha emanet olun. Selamlar…